Konya’nın Seydişehir ilçesinde yaşayan Hacı Ali Çelik, 37 yıl işlettiği marketi kapatıp emekli olduktan sonra meslek edindirme kurslarından yaklaşık 50 sertifikası olan ve konut iktisadına katkı için el sanatları yapan eşi Ayşe Çelik ile çalışmaya başladı.
Yaklaşık 11 yıl eline aldığı iğne ve boncuk ile eşine yardımcı olan Hacı Ali Çelik, yakın gözlüğünü takarak deri sürece, boncuk dizme, süs kabağı oyma üzere el sanatları eserleri yapıyor.
Boş durmamak için eşine yardım ediyor
Hacı Ali Çelik, 40 yıllık evli olduklarını, esnaflık yaptığı periyotta, eşinin katıldığı kurslardan edindiği maharetlerle el sanatları eserleri yaptığını anlattı.
Emekli olduktan sonra kendisinin de boş durmamak için eşine yardımcı olmaya karar verdiğini tabir eden Ali Çelik, el sanatlarına kırkyama modüllerini keserek başladığını lisana getirdi.
Çelik,
“Daha sonra boncuğa merak sardım. ‘Yapamam’ fikri vardı bende. Eşim ‘Yaparsın.’ dedi, o yüreği verdi. Sahiden de yapıyorum. İstediğim modeli çıkarıp, yapıyorum. Öğrendiğim için şu anda çok kolay, çok zevkli. Daima çalışırsan günde 8-10 bileklik yapılır. Kursa genelde bayanlar gidiyor. Ben eşimden öğrendim. Benim sertifikam yok.”
dedi.
Çelik, yaklaşık bir yıldır da süs kabağı işlemesi için eşiyle kursa gittiklerini belirtti.
“40 yıldır hayatı, 11 yıldır da işi paylaşıyoruz”
Esnafken eşine yardımcı olamadığını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
“40 yıldır hayatı paylaşıyoruz, 11 yıldır da işi paylaşıyoruz. Dükkanı kapattıktan sonra 11 yıldır konutta, bahçede eşime takviye oluyorum. Bir kızımız, bir oğlumuz var. Boncuk işi çok hoşuma gidiyor. Kabak süslemeyi de seviyorum. Kırkyamada yalnızca kesiyorum. Kahve alışkanlığım yok. Yazın bahçe işleriyle uğraşıyorum. Kışın bu el sanatı işleriyle uğraşıyoruz, yazın da stant açıp satıyoruz.”
50 sertifikası var
Ayşe Torun Çelik de ilkokulu bitirdikten sonra anne-babasının terzi olması münasebetiyle, el sanatları kursuna gitmeye başladığını anlattı.
Yaşı küçük olduğu için dikiş kursuna alınmadığını, örgü kursuyla başladığını tabir eden Torun,
“Örgü, çiçek, pasta kursuna gittim. Bu öyküm 13 yaşında başladı. 59 yaşındayım hala kurstayım. 50 sertifikam oldu. Açılan bütün kurslara gittim. Konut iktisadı, sıhhat, çocuk bakımı, takı tasarımı sertifikalarım var. Şu an kabak süsleme kursuna eşimle gidiyorum.”
dedi.
“Kışın yapıyoruz, yazın satıyoruz”
Eşinin emekli olduktan sonra sıkılmaya başladığını anlatan Çelik, şöyle konuştu:
“Eşimle birinci gümüş kaplama üzerine taş yerleştirme ile takı dizaynına başladık. Sonra, kırkyamada kumaşları kesti. Artık kum boncuktan kolye bileklik örüyor. Evvelce ben meskende yapıp satıyordum. Dükkanı kapattıktan sonra biraz zorlandık. Kızımız üniversitede okuyordu. İzmir’de el sanatları stantlarını gördük, ‘Neden biz de yapmayalım.’ dedik. Birlikte üretip bir arada açıyoruz o standı. Tartımız takı. Yazın satıyoruz, kışın yapıyoruz. Kızımın yanına gitgide İstanbul’dan materyal alıyoruz. Kış uzunluğu hazırlıyoruz, yazın da satışımızı yapıyoruz. Eşimle daima beraberiz. Bu özel bir durum. Hem maddi hem manevi olarak birbirimize dayanak oluyoruz.”
