Çarpık bir peri masalı: Teftiş

Bir söyleşisinde; “İşlerimi her vakit bir ‘kariyer gelişimi’ sıkıntısı olarak gördüm. Mevkiim, markam ya da diğer bir şeye kafayı taktığımı kastetmiyorum, daha fazla tüm kitapları devasa bir TV gösterisinin kısımları olarak gördüm daima. Güya ‘Kafes’ gösterinin birinci kısmı, ‘Gölün Tabanındaki Ev’ de ikinci kısmıymış üzere. Albümü oluşturan müzikler üzere. Umarım gün gelir de farklı birer kıssadan daha fazlasını oluştururlar” diyen Malerman, en son “Carol Gömülmeden” ile büyülemişti. Artık ise, Teftiş ile belleğimizde sıra dışı bir lezzet bırakmaya niyetli…

Booklist, Teftiş’i, “Sineklerin Tanrısı’nı Jackson yazsa, işte bu türlü yazardı. Tam da Margaret Atwood’u ve Kazuo Ishiguro’nun “Beni Asla Bırakması”nı sevenlere göre” diye yorumluyor.

Chuck Wnding ise, Teftiş’in “Damızlık Kızın Hikayesi ve Bioshock”ın birleşimi olduğunu düşünüyor. Bakalım siz nasıl yorumlayacaksınız? Bu ortada yorumlardaki kitapları okumadıysanız, onları da listenize alma vakti gelmiş demektir…

(Josh Malerman)

TEFTİŞ

Ormanın derinliklerinde, dünyanın geri kalanından soyutlanmış, okulun gizemli kurucusunun ‘baba’ diye bilindiği bir okul vardı. Sanat, bilim ve atletizmin yanı sıra hayatlarının tümünü kapsayan ve bildikleri tek gerçeklik olan okullarıyla ilgili eğitim, burada yalnızca oğlanlara veriliyordu. 26 öğrencisi olan bu okulun oğlanlarından biri de J idi.

Bu okulda çok soru sorulmazdı. Lakin J, babanın bilinmesini istemediği gerçekler olduğundan şüpheleniyordu. Bu yerin gerçek emeli neydi? Öğrenciler neden buradan ayrılamıyordu? Babaları, onlardan neler saklıyordu? O denli çok sorusu vardı ki…

J, tüm bunları sorgulayadursun, ormanın öbür tarafında bulunan tıpkı J’ninki üzere bir okulda, K isminde bir kız da birebir soruların girdabındaydı. J, hayatında hiç kız görmemişti; K de bir oğlan. Kuşkusuz merak ettikleri soruların peşine düştüklerinde keşfettikleri en gizemli şey, birbirleri olacaktı…